Gebelikte Beslenme
Gebelik Döneminde Beslenme
Ülkemizde “gebelik öncesi ve gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme”, anne ve bebek ölümlerinde önemli bir yer tutuyor. Gebelik öncesi ve gebelik dönemindeki beslenme şekli ile bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişimi ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Ülkemizde beslenme bozukluklarına bağlı olarak, hamile kadınların % 58’ inde demir yetersizliği anemisi (kansızlık) ile kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizlikleri görülmektedir. Folik asit mutlaka gebe kalma planı yapıldığında takviye edilmeli ve gebeliğin ilk üç ayında alınmaya devam edilmelidir. Eksikliğinde, doğacak bebekte “nöral tüp defekti” adı verilen çok ciddi bir anomalinin gelişme riski artar.
Sağlıklı bir gebelik ve bebek doğumu için dengeli beslenme şarttır. Gebelikte günlük kalori ihtiyacına ek 350 kkal ilave edilir. “İki kişilik yemeniz” gerektiği şeklindeki halk arasındaki söylemler, alımınızı iki katına çıkarmanız gerektiği anlamına gelmemektedir. Ayrıca hamilelik döneminde zayıflama programı uygulanması da önerilmemektedir. Gebelik boyunca her ay 1- 1,5 kg olmak üzere 7-14 kg alacak şekilde ağırlık artışı olmalıdır. Doğru olan hamile kalmayı düşünen kadınların önceden uygulayacakları diyet ile normal kilo değerlerine ulaşmalarıdır.
Her gebe kadın günde; 80 g protein, 1,5 g kalsiyum, 30-60 g demir ve A, B1, B2 ve C vitamini ihtiyacı duyar. Bu besin öğeleri, beslenme listesinde yer alan gıdalardan sağlanmalıdır.
Anne adayları tarafından gebelik dönemine dair en çok sorulan sorulardan biri de aşerme zamanında nasıl beslenilmesi gerektiğidir. Gebeliğin ilk aylarında bulantı, iştahsızlık, kusma ve uyku düzeninin bozulmasıyla beslenmek oldukça zorlaşır. Kokulara karşı hassaslık gelişir. Bu süreçte yemeklerin az ve sık aralıklarla yenmesi uygun olur. Yağlı ve sulu besinler yerine ızgara, haşlama ve fırında pişirilen yemekler tüketilmelidir. Salata çeşitleri, meyveler rahatlıkla yenilebilir. Sabahları bulantılar daha fazla olacağından, yataktan kalkmadan galeta, kraker, meyve suyu tüketilebilir. Bu şekilde yatakta 15 dakika kadar dinlenip kalkılabilir. Sıvı alımları yemek esnasında değil öncesinde veya sonrasında olmalıdır. Ayrıca kusmalara karşı doktorun önereceği ilaçlar kullanılabilir. Aşırı kusma sorunu yaşandığında, vücutta su ve mineral kaybı yaşanacağından damardan serum verilmesi gerekebilir.
Gebeliğin normal seyrine gelindiğinde, anne adaylarının nasıl beslenmesi gerektiğini maddeler halinde sayarsak;
- Gebelikte sıvı gereksinimi artmaktadır. Her gün en az 10 bardak su içilmelidir.
- Her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketilmelidir. Bu besinlerin yerine 2-3 dilim peynir veya 1-2 kaşık çökelek tüketilmesi de yararlı olacaktır.
- Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirler tercih edilmelidir.
- Protein içeren yiyecekler aynı zamanda demir, vitamin B6 ve çinko için mükemmel kaynaklardır. Hamile bireyler normal zamanda yediklerine ek olarak bir adet yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık tüketmelidir. Bu besinler tüketilemiyorsa kuru baklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbaların tüketilmesine özen gösterilmelidir.
- Vitaminler açısından zengin olan taze sebze ve meyveler her öğünde düzenli olarak tüketilmelidir.
- Tarım ürünlerindeki zararlı olabilecek kalıntıları uzaklaştırmak için özellikle sebze ve meyveler tüketilmeden önce çok iyi yıkanmalıdır. Bu besinleri en iyi yıkama şekli; yiyecekleri su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletmek, bu işlemi birkaç kez tekrarlamak ve sonra çeşme altında bol suda yıkamaktır.
- Tam tahıllar, sebzeler, baklagiller ve meyveler, yulaf, fındık gibi lifli gıdalardan günde 20 ila 35 gram lif almaya çalışılmalıdır.
- Gebelikte anemi (kansızlık) daha sık görülür. Anemiden korunmak için; yumurta, kırmızı et, kuru baklagiller, pekmez ve taze meyve-sebze gibi yiyeceklerin daha fazla tüketilmesine özen gösterilmelidir. Çay ve kahve tüketimi en aza indirilmelidir. Yemeklerden bir saat öncesi ve bir saat sonrasına kadar çay ve kahve içilmemelidir.
- Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Böylelikle bebek, guatr hastalığı ve zeka geriliğinden korunmuş olur. İyotlu tuz, koyu renkli cam kavanozda saklanılmalı, ışıktan, güneşten ve nemli ortamlardan korunmalıdır. Böylelikle iyodun kayba uğraması engellenmiş olur. Yüksek tansiyon (hipertansiyon) varsa yemekler tuzsuz veya az tuzlu pişirilmelidir. Aşırı tuzlu besinler tüketilmemelidir.
- Omega-3 yağ asitleri de dahil olmak üzere esansiyel yağ asitleri önemlidir. Zeytinyağ, ceviz, avokado, chia tohumu, keten tohumu, yağlı balık, kabak çekirdeği gibi sağlıklı yağ kaynaklarına mutlaka yer verilmelidir.
- Hamilelerde D vitamini yetersizliği, anne karnındaki bebeklerin beyin ve kemik gelişimini olumsuz etkilemekte, doğumsal katarakt hastalığı ve enfeksiyon risklerini de beraberinde getirmektedir. Bütün hamile kadınlar, yazın öğle saatleri dışında günde 10-15 dakika süreyle güneşe çıkmalıdırlar.
- Sebze ve kuru baklagillerin haşlama sularının dökülmesi, vitamin ve mineral kayıplarına neden olacağı için haşlama ve pişirme suları dökülmemelidir.
KAYNAKLAR
https://www.perinatoloji.org.tr/gebelikte-beslenme
https://www.tjod.org/hamilelikte-beslenme-onerileri/